بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

إِنَّ لَكَ فِي ٱلنَّهَارِ سَبۡحٗا طَوِيلٗا ٧

Muhakkak ki gündüzde; seni, uzun uzun alıkoyacak işler vardır.

– İbni Kesir

وَٱذۡكُرِ ٱسۡمَ رَبِّكَ وَتَبَتَّلۡ إِلَيۡهِ تَبۡتِيلٗا ٨

Rabbının adını zikret, her şeyi bırakıp yalnız O'na yönel.

– İbni Kesir

رَّبُّ ٱلۡمَشۡرِقِ وَٱلۡمَغۡرِبِ لَآ إِلَٰهَ إِلَّا هُوَ فَٱتَّخِذۡهُ وَكِيلٗا ٩

Doğunun ve Batının Rabbıdır. O'ndan başka ilah yoktur. Öyleyse onu vekil edin.

– İbni Kesir

وَٱصۡبِرۡ عَلَىٰ مَا يَقُولُونَ وَٱهۡجُرۡهُمۡ هَجۡرٗا جَمِيلٗا ١٠

Onların söylediklerine sabret ve yanlarından güzellikle ayrıl.

– İbni Kesir

وَذَرۡنِي وَٱلۡمُكَذِّبِينَ أُوْلِي ٱلنَّعۡمَةِ وَمَهِّلۡهُمۡ قَلِيلًا ١١

Nimet sahibi olan o yalancıları Bana bırak. Ve onlara biraz mühlet ver.

– İbni Kesir

إِنَّ لَدَيۡنَآ أَنكَالٗا وَجَحِيمٗا ١٢

Muhakkak ki katımızda, ağır boyunduruklar ve cehennem var.

– İbni Kesir

وَطَعَامٗا ذَا غُصَّةٖ وَعَذَابًا أَلِيمٗا ١٣

Boğazı tıkayan bir yiyecek ve elim bir azab var.

– İbni Kesir

يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلۡأَرۡضُ وَٱلۡجِبَالُ وَكَانَتِ ٱلۡجِبَالُ كَثِيبٗا مَّهِيلًا ١٤

O gün; yeryüzü ve dağlar sarsılır. Ve dağlar yumuşak kum yığını haline gelir.

– İbni Kesir

إِنَّآ أَرۡسَلۡنَآ إِلَيۡكُمۡ رَسُولٗا شَٰهِدًا عَلَيۡكُمۡ كَمَآ أَرۡسَلۡنَآ إِلَىٰ فِرۡعَوۡنَ رَسُولٗا ١٥

Doğrusu Biz; Firavun'a bir peygamber göndedriğimiz gibi, size de üzerinize şehadet edecek bir peygamber gönderdik.

– İbni Kesir

فَعَصَىٰ فِرۡعَوۡنُ ٱلرَّسُولَ فَأَخَذۡنَٰهُ أَخۡذٗا وَبِيلٗا ١٦

Fakat Firavun, o peygambere isyan etti. Biz de onu ağır bir yakalayışla yakaladık.

– İbni Kesir

فَكَيۡفَ تَتَّقُونَ إِن كَفَرۡتُمۡ يَوۡمٗا يَجۡعَلُ ٱلۡوِلۡدَٰنَ شِيبًا ١٧

Eğer küfrederseniz; gençleri yaşlı kılan bir günden nasıl korunabileceksiniz?

– İbni Kesir

AYARLAR
Okuyucu